30 Nisan 2016 Cumartesi

Ruhumuz şiir gibi...

Acıkıyoruz yemek yiyoruz,
Uykumuz geliyor uyuyoruz,
Ruhumuz da bazen sıkılıyor, kendimizi keyifsiz hissediyoruz...
O zamanlar siz ne yaparsınız?
Ben şiir okurum
İlk aldığım şiir kitabım hep yakınımdadır
Orhan Veli Kanık...
Ezbere bilmeme rağmen kitaptan sayfalarını çevire çevire okumayı çok severim
Kitabım hep yakınımda olduğuna göre ruhum iyi değil mi ki?
Cevabı Orhan Veli versin:
Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha aşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka...

***
Amatör yazılarıma güzel eleştiriler alıyorum, teşekkür ederim.
Kimseyi korkutmak istemem ama ben şiir de yazıyorum
:))))))
Amatör yazılardan sonra amatör şiirlerimi de okumak ister misiniz ki acaba?

***
"Şiir adına layık bir şiir, kader tecrübesiyle başlar. bir tek kötü şairler özgürdür" e.m.cioran


22 Nisan 2016 Cuma

O insan


Uzun zamandır görüşemediğim bir arkadaşım geçen gün beni aradı.
Zamanında onunla bir sorunumu paylaşmıştım. 'O insan'ın bazı davranışları hoşuma gitmiyor diye...
Sonra bana, düşünsene feruze, sen o insana sadece belirli saatte, belirli bir yerde tahammül ediyorsun. Ama o insan hep kendisiyle yaşıyor. Onun için hayat ne kadar zordur dedi.
Sonra beni bir aydınlanma aldı ki inanamazsınız :))))
Bunu niye paylaştım. Yakınınızda olan ama varlığı sizi rahatsız eden birileri varsa o insanın halini düşünün bir de istedim. :)))
Sonra fikriniz ve hissettikleriniz değişecek :)

***
Yüzümüze güneş açtı
Heryer çiçek kokuyor,
Kuşlar çipetpet yapıyor :)
Kalbimiz daha hızlı atıyor
Herşeyin sebebi bahar mı?
Sürekli kuşları dinlemek için pencere açıyor, yürürken çiçekleri koklaya koklaya, derin nefesler alıyorum, her yer mis gibi kokuyor
Arada durup ağaçların, denizin fotoğrafını çekiyorum.
Ve ŞÜKREDİYORUM...
Çünküüüüü bahaaaar geldi :)



7 Nisan 2016 Perşembe

Yaşamak eylemi

İki ay önce blok açtım ve planladım, her hafta bir yazı gelecek buraya ve sürekli güncel tutacaksın feruze dedim.
Allah'ım hep aklımda burası,
Halbuki kafamın rahat olması lazım, kural yok, varsa da benim kuralım...
Ama öyle olmuyormuş.
Düşünüyorum, yazıyorum yazıyorum siliyorum.
Aklıma gelen fikirleri not ediyorum 'aa bundan güzel bir şeyler çıkabilir' diye
Sonuç ne peki?
5 satır cümle yazıp paylaşıyorum, 15 günde bir de zor yazmışım yanii
Utanmadan
:))))))))))))
Ama samimiyim değil mi?
Bu çok fazla şeyi ifade ediyor, sizin için de etmeli bence
....



Ne kadar çok özgür bir ortam olsa da 'yazmak eylemi', Yeni yazmaya başladım, ister istemez onaylanmak veya yazımla ilgili bir şeyler sormak, paylaşmadan önce bir ustaya onaylatmak ve en önemlisi öğrenmek istiyorum.
Bu kötü mü?
Benim ustam da Ümit Denizer...
Keşke İstanbul'da yaşamasa
Ümit Bey, bunu okuduğunda Antalya'ya taşınmaya karar verebilir bu arada :)
Bana yolladığı sayısız kitap için binlerce kez teşekkür ve şükrettiğim Ümit Bey'den aldığım son kitap 'Ferid Edgü'den 'Yazma Eylemi'.
Bugün başladım kitaba.
Bir toplumsal/siyasal olay üzerine 101 çeşitleme...
Düşünebiliyor musunuz 101 çeşit yazma eylemi var kitapta...
Merakla ve hızla okumaya başladım. Ve bu kitap 1980 basımı. Bunu bilmek beni daha da heyecanlandırdı okurken.
Kitapta olaylar farklı üsluplarda yazılmış. Sayfalar hızlı hızlı aktı.
Yazmak gibi, yaşamak eyleminin de kaç farklı yolu var acaba?
Sayabilir misiniz?