14 Temmuz 2019 Pazar

Hasıraltı ettiklerimiz


Bir ay bile olmamıştı instagram uygulamasını telefondan sileli. Şimdi yine kullanmaya başladım.
Her şeyi hasıraltı edip kapatmaya o kadar alışmışız ki. Yaratılan sanal gerçekliğe inanmak istiyoruz adeta. Ben de bunu görmezden gelmek istemedim artık, ya da dahil olmak.
Yüzümüzde kusur görüyoruz makyaj yapıyoruz, kiloluysak bol giysiler giyiyoruz. Hep  herşeyi örtüp kapattığını düşünürken bir tek kendinin bilebileceğine: kalbine ne yapıyorsun peki?
Kapatmak, yok saymak... Mış gibi yapmak.
Birileri için değil önce kendin için aç kalbini, güldür yüzünü... İçindeki şifa, sevgi temizlesin seni.
Herşeyi insanlar için yapan biri kalbini neden temizler? Niye temizlesin?
Önce kendine sor, özüne...
Cevaplar peşi sıra gelecek eminim.
Neyse ben neden kapattım instagramı?
Çünkü çok sıkıldım gördüklerimden, okuduklarımdan. Gerçekten merak etmediğim şeyleri takip ettiğimi farkettim. Sosyal medya bir merak işi. Neyi merak ediyorsun. Ne görmek istiyorsun orada?
Peki niye tekrar kullanmaya başladım :)
Çünkü bir farkındalık kazanıyorum...
Bir süredir kendimi izliyorum: rutinlerimi, yaptıklarımı, yapamadıklarımı, yapmak istediklerimi ve yapmak istemeyip de yaptıklarımı...(hihi) aynı hayat gibi sosyal medyayı kullanmak da bizim kullanış biçimimize göre değişiyor. Tek yönlü kullanmak bulduğum en güzel çözüm oldu diyebilirim.
Sadece birşeyler paylaşıp ilgi alanımla ilgili, ilham alabileceğim birkaç kişinin paylaşımını görmek bana yetiyor bugünlerde. Uzuun zamanlarımı harcamayı bıraktım.
Bu arada instagramın en sevdiğim özelliği; Sessiz mod :)))

Şifa sende!


Bedenin şifa noktalarını aktivite etmeyi öğreten kuantum uzmanı Ebru Demirhan, bir gecede yaşadığı mucizeyle çıktığı yolda herkesin şifalanması için 'Bedenin Şifa Kapıları'nı yazdı.

Ebru Demirhan ile 4 ayda 4.basıma ulaşan ve herkesin ilgisini çeken 'şifalanma' üzerine yazdığı 'Bedenin Şifa Kapıları'nı konuştuk. 7 binden fazla danışanından yola çıkarak yaptığı çalışmaların sonucunu paylaşan Demirhan, kitabıyla önce bedeni tanımayı, sonra şifalanmayı öğretiyor. Şifanın içimizde olduğunu aktaran Demirhan, "Okuyucu kitabı bitirdiğinde ve kendi kendine 'Ben şifayım, ben sevgiyim...' diye tekrar ettiğinde bir gün bir yerde şifa ile uyumlanmış oluyor" dedi. Şifa ile uyumlanmak ve şifa olmak için bir yerden başlamak gerekiyor ise, sizler de bu röportajla başlayabilirsiniz...


'Şifa kitabı' simgesel bir ifade mi?
Aslında değil. Bedenimizin en temel 4 tane şifa kapısı var. Eller, gözler, ses ve ayaklar. Dolayısıyla her birinden sürekli şifa alıp bedenimize verdiğimiz için onlar bizim kapılarımız. Şifa kapılarımız ile hiç durmadan nefes alıp verir gibi şifa alışverişi yaparız. Şifa ile uyumlandığımız ve bu kapıları bilinç ile de kullandığımız zaman hastalığı ürettiğimiz gibi iyileşmeyi de hızla gerçekleştirebiliriz.   

Şifayı neden dışarda arıyoruz?
Bizler göçebeyken doğayla bağımız çok kuvvetliydi. Her neredeysek insan - doğa bağını kuruyorduk. Ardından yerleşik düzene geçtik. Bütün eylemler meslekleşmeye ve bölünmeye başladı, belli kişilere yöneldi. Şifa da bunun gibi oldu. Bir şifacı oldu. İnsanlar da hastalandıkça kendini onarmak yerine şifacıya gitmeye başladı. Bir bilgi 2 nesilde DNA'dan silinir veya DNA’ya yazılır. 2 nesil şifayı doğada kullanmayıp birine gitmeye başlayınca DNA'da unutulma tarafına alındı. Halbuki şifa içimizde, Cem Yılmaz'ın dediği gibi :) Doğa ile bağımızı güçlendirdikçe kendi şifa aktivitasyonumuzu daha da koruyup kuvvetlendirebiliriz.

Kitabı okuyunca şifa noktalarını mı aktivite edeceğiz? Şifalanacak mıyız yani?
Evet. Bu kitabı okuduğunuzda önce bedenimizi tanıyacağız. Bedenimizi tanımak şifaya açılan ilk kapıdır. Bedenimizi tanımadan onu şifalandırmanız mümkün değil. İkincisi, organlarımız kendi dili ile sorunlarını paylaşıyor kitapta. Biz ne düşünüyoruz, ne hissediyoruz ve organımız bundan nasıl etkileniyor onu anlatıyorum. Kitapta seçenekli bir sürü ihtimalden de bahsediyorum. Çünkü tek bir duyguyla dünyadaki herkesin aynı oranda organının hastalanması mümkün değil, bu yüzden ihtimalleri veriyorum. Bu ihtimallerin içinden kişi kendine en uygun hangisini bulursa onun üzerine nasıl çalışacağı ile ilgili bilgilere de ulaşabiliyor. Bir teknik de var yani. Okuyucu kitabı bitirdiğinde ve kendi kendine 'Ben şifayım, ben sevgiyim...' diye tekrar ettiğinde bir gün bir yerde şifa ile uyumlanmış oluyor. 

Şifalandığımızı nasıl anlayacağız?
Kendinizi iyileştirmeye başladığınızda. Sorunun gitmesi ve neşenin artması anlayacağız.

Karın ağrısından kansere kadar her türlü hastalığı mı iyileştirmekten bahsediyorsunuz?
Hastalıkların kaynağı negatif duygular, düşünceler, anılardır. Şifa çalışarak anılaı, duygu ve düşünceleri onarabiliriz. Bununla birlikte bedenimize kendi şifamızı aktarıp onarma işlemini kuvvetlendirebiliriz. Hastalık bedenin ifadesidir. Her hastalık bir şeylerin yanlış gittiğini anlatır. İyileşme ise bedenin kendi gücünü kullanmasıdır.

BİR GECEDE MUCİZE YAŞADIK
Siz nasıl yola çıktınız? Şifalanma hikayenizi paylaşır mısınız?
Şuan 13 yaşında olan dünya tatlısı oğlum , beklenenden erken doğdu. Karaciğerinin tam çalışmadığını öğrendik. Bedenine aldığı besinleri enzime çevirip bedene yararlı hale getirmediği için zaman içinde minyon bir çocuk olarak kaldı, bütün vücudunda yaralar vardı ve iyileşmiyordu. Sonra tıbbın bize artık çare olamayacağı bilgisini aldık. Biz de alternatif yöntemlere eğilmek zorunda kaldık. Sonra kimi araştırsak İstanbul'da çıktı, o zamanlar Antalya'da yaşıyordum. Artık İstanbul'a gitme vakti geldi dedik. Bankada çalışıyordum, bankanın yükselme sınavlarına girip onunla birlikte İstanbul'a taşındım. İstanbul’da alternatif yöntemlerin peşine düşmeye başladım. Çok zorlu bir dönemdi. Oğlumun bağışıklık sistemi çok zayıf olduğu için kreşte sürekli mikrop kapıyordu. Neredeyse her günümüz hastanede geçiyordu. O zamanlarda bir arkadaşım kuantum tekniklerinin anlatıldığı bir TV programına rastlamış. Bunun hastalıklar konusunda kolaylıklar hatta iyileşme sağlayacağını duymuş. Araştırdım, seminerlere katıldım, bireysel çalışmalar aldım. Çınar'da iyileşme görmedim önce. Ardından, bir aile draması seansına katıldım. Bu çalışmayla anne rahminde aramızda gerçekleşen yanlış anlaşılmanın ( :) ) öfke olarak bedende kalıp karaciğeri hastalandırdığını öğrendik. Ve o duygular aile dramasının içinde çözülünce Çınar'ın karaciğeri çözüldü ve biz bir gecede bir mucize yaşadık. Ertesi sabah ne yara vardı, ne iz vardı Çınar'da.

Küçük bir çocuk neden hasta olur peki?
Çok fazla sebep var. Anne rahmi 40. günden itibaren her şeyi görmeye duymaya başlarız. Birçok hastalığımızın kaynağı da anne rahmidir. Çünkü bazen bebekleri zamansız diye nitelendiririz, bir etiket takarız. Bazen illa kız ya da erkek olsun deriz. Bazen bebeği istemeyiz. Bazen çok isteriz ama aşırı endişeleniriz... Ve bizim hissettiklerimizi bebekler farklı duyuyor. Ve onlar bunlarla ilgili bir sürü şey hissedip duyguları üstlenebiliyorlar.

Ebru Demirhan: Mesela bazı insanlar vardır. Hep aynı parmağının aynı yerini keserler. Ya da sürekli kendilerini yakarlar.. Bunlar mesajlardır. Hangi organla ilgili bir imdat çağrısı var? Ellerde hangi parmak neyin ifadesi...
Bu bilgilere nasıl ulaştınız?
Her bir organ, parmak, diş için tek tek bilinçaltı çalışmalar yaptık. 7 binden fazla danışanımız ile yaşam yolunda ilerlerken bu sonuçlara ulaştık.
-------------------

Oğlunuz Çınar'da gördüğünüz mucizeden sonra işin içine girmek istediniz yani...
Hastalık sürecinde, özellikle çocuk hastalıklarında konuştuğunuz herkes hasta çocuk annesi, çocuk doktoru vs. Artık sağlıklı insan kültüründen çıkıp başka bir kültürün içine giriyorsunuz ve onun içinde debelenirken hep birilerine yardım etme ihtiyacınız oluyor. Sorun çözüldükten sonra da bir başkaları için bir şeyler yapma ihtiyacı duyuyorsunuz. Baktım ki Çınar iyileşti ve bambaşka bir süreç başladı bizim hayatımızda. Aklıma direkt hastanede tanıştığım, muayenehanede konuştuğum insanlar geldi. Doğal bir dürtü olarak yaşadığım iyileşmeden başkaları da faydalansın istedim. Eğitimlere katıldım. Baktım çok iyi gidiyor, uyumlanıyorum bilgiyle, bankadan ayrılıp bir sürü insana farklı bir şekilde faydalı olmaya başladım.

10 YILDIR ŞİFALANDIRIYOR

Başkalarını şifalandırmaya mı başlamıştınız?
Evet. Böyle olunca da işten ayrıldım. Önce eğitim aldığım yerde bir süre çalıştım, sonra kendi ofisimi açtım. 10. yılımızı Şubat'ta kutlayacağız. 10 yıldır kendi işimi yapıyorum.

Kitabı birine şifa vermek için mi okuyacağız, şifalanmak için mi?
Şifa için insanların illa hasta olması gerekmiyor. Bedenin Şifa Kapıları kitabımı bedeni tanımak ya da bir sağlık sorununun görünmeyen tarafını keşfedip çözmek için de okuyabilirsiniz.

Bir kez şifalanırsak hep şifalı mı kalıyoruz? :)
Şifayı doğuştan getiririz. Zaten şifalıyız, sadece bunun farkında değiliz. Şifa Eğitimi ve uyumlaması ile şifanın gücünü bedene hatırlatırız. Kişi de her zaman istediğinde kullanabilir. Şifa ile uyumlanıldığı andan itibaren yaşam boyunca beden şifayı hatırlar ve kullanır.

Şifacı olunca karşımızdaki kişinin negatifini alıyor muyuz?
Korunmanın teknikleri var. İnsan kendi şifasını aktivite ettiği zaman negatif enerjilerden de korunmayı zaman içinde öğreniyor. Korunmanın çok basit bir yöntemi var. Kendimizi negatif insanların yanında iken şeffaf bir balona alıp 'korunuyorum' deriz, bu kadar.

Şifalanma derken, bedensel veya zihinsel olarak bir ayrım yapılabilir mi?
Aklımıza gelen her şey şifanın konusudur. Gelecek için kurduğun hayaller, geçmiş anılar, hayvanlar, canlılar, duygular, düşünceler, beden, organlar ... her şey şifanın konusudur.

Bu bireysel çalışma metodunuz mu?
Bireysel çalışmalarda birbirinden farklı 43 tane teknik kullanıyoruz. Kişinin sorununa cevap verebilecek seansları uyguluyoruz. Şifa seansı 43 seanstan biri. Aynı zamanda Evrensel Şifa Eğitimi ile kişilerin şifa uyumlamasını gerçekleştiriyoruz. Bir günlük şifa eğitimi 5-6 saat sürüyor. Bu sürede bedendeki şifayı bedene tekrar hatırlatıyoruz ve bir el verme işlemi yapıyoruz. Sonra da hayat boyu dilediği zaman kullanıyor kişi.

Size gelemeyenler için mi bu kitap?
Evet, herkes bize ulaşamıyor çünkü. Mesafeler var, maddi durum yetersizlikleri, güven ve inanç sorunları nedeniyle bize ulaşamayan kişilere kitabımızla ulaşıp şifanın gerçek yüzünü anlatmaya çalıştım.

Bir gün yeterli oluyor yani.
Şifa dışarıda değil içsel bir konu olduğu için bir günlük eğitim yeterli olmakta. Dışardaki bir şeyi alıp içselleştirmek zordur, ama içindeki ortaya çıkartı hayata geçirmek kolaydır.

KALBİNİZLE TARTIN

Bu tip çalışmalarda çok fazla dolandırıcı insanla da karşılaşabiliyoruz maalesef. Nasıl güveneceğiz?
Bunu kalbinize bırakın deriz her zaman. Dolandırıcı evet ama onların da bu dünyaya bir hayrı var. Hiçbir şey boşuna değildir. Belki bazı şeyleri ayıklamak belki de nasıl olmayacağımızı görmektir faydası. Muhakkak bir sebebi vardır. Eğer bir insan kalbimize uymuyorsa bilinçaltı yolculuğuna çıkmamak gerekir. İsteriz ki danışmanlık alacağınız insanları kalbinizle tartın. Bırakın kalbinizin terazisi size bunu söylesin. Bir de insanların yaptıklarına bakın. Ne yapıyorlar, nasıl bir hayat yaşıyorlar...Biraz gözlemleme fırsatınız varsa çok çabuk anlarsınız.


Doktora neden hastayız diye sorsak bize çok farklı bir yanıt verir. Doktorlar sizi destekliyor mu?
Bir kısım doktor evet, bir kısım doktor hayır, bir kısım doktor da olabilir de olmayabilir de diyor.

Homeopati yöntemiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Oldukça verimli bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Biz de kullanıyoruz hemeopatiyi.


Kitaplardan elde edilen gelirin bir kısmını bir vakıfa bağışlayacaksınız...
Evet. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı'na (KAÇUV) aktarıyoruz. Kitabımızda gönüllülük konusuna da değiniyoruz.

2.kitabınız değil mi?
Evet. İlki 'Benim Ailem' çocuk kitapları. Yetişkinler için de ilk kitabımız oldu 'Bedenin Şifa  Kapıları'.

Yeni kitaplar yazılıyor?
Birisini kontratlarla ilgili olacak. Dünyaya gelirken nasıl kontratlar yapıyoruz.Ailemizle, toprakla, vatanla ilgili... Dünyaya bir anlaşmaya geliyoruz. Bunun maddeleri ne, hükümleri ne, neden Türkiye'de doğduk mesela.

Sizi nasıl tanımlamalıyım. Şifacı olarak mı adlandırıyorsunuz kendinizi?
Biz şifa olmak diyoruz aslında. Şifa olma haliyiz biz. Mecburen bir tanımlama yaptığımız için şifacı diyoruz. Ama doğru tanımı şifa olma halidir. Ben şifa olma halindeysem başkalarına yardımcı olabiliyorum.

(2016 Yılından)