24 Şubat 2016 Çarşamba

Bizim büyük çaresizliğimiz...


İlk yazımda umut dolu güzel şeyler anlatmak isterdim, ama Cansel’i düşünürken başka birşeyler yazmak istemedim.
Evet çaresiziz...
 Bu sapkın olaylar kendimizi çaresiz hissettiğimiz için yaşanıyor. Susuyoruz, susmadığımızı sanıyoruz ama susuyoruz. Küçükken annem tanımadığım kişilerle konuşmamamı söylerdi. Ama konunun bu kadar basit olmadığı, ya da bir tacizle kalmadığını gördük. Sözlü tacizi bile hafife alır olduk. Sapkın olayların yaşandığı bir toplumda kendimizi korumaya çalışıyoruz. Olaylar aynı; kişi, zaman ve mekân değişiyor sadece…
Böyle günlere uyanır olduk. Günaydın demeye utanıyoruz.
Ne olacak?
Ne yapacağız?
Susuyoruz, sıranın bize gelmesini beklercesine…

Umutla bitirmek isterdim, ama bugün umutsuzum, mutsuzum…